Sayın Başsavcım, değerli Yargıçlarım, Saygıdeğer Meslektaşlarım ve Basınımızın güzide temsilcileri; Avukatlar Haftası münasebetiyle düzenlemiş olduğumuz bu törene hoş geldiniz.
Sözlerime başlarken hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Bu sene Avukatlar Haftası törenlerine buruk bir acıyla başlıyoruz. Bildiğiniz gibi İstanbul Çağlayan Adliyesinde terör saldırısına maruz kalan değerli savcımız Mehmet Selim Kiraz’ın ölüm haberi ile sarsıldık. Öncelikle kendisine Allah’tan rahmet ve tüm hukuk dünyasına başsağlığı diliyorum. Böyle saldırıların ve böyle acıların tekrarlanmamasını diliyorum.
Avukatlar, savcılar, hakimler yargının üç vazgeçilmez unsurudur. Ayrı ayrı kamaralarda bulunsak dahi sonuçta hepimiz hukuk gemisinin içerisinde bulunmaktayız.
Nitekim savcımıza olan saldırıyı gece yarısından itibaren avukatları temsilen tüm barolar tepki göstermişlerdir.
Bu olayda bizi üzen ve endişelendiren diğer bir olay yetkililerin talihsiz açıklamalarıdır. Daha doru dürüst hiçbir tespit yapılmadan avukat cüppesiyle silahların adliyeye sokulduğu şeklinde kamu oyunu avukatlara karşı yanlış algılara yöneltecek açıklamalar yapılmıştır. Oysa bu açıklamaların yapıldığı saatten önce şehit savcımızın kapısı önünde İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal ve eski başkanlarımızdan Av.Turgut Kazan bulunmaktadır. Keza Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av.Prof.Metin Feyzioğlu süratle olay yerine intikal etmiştir. Olay sonrasıda Uşak Barosu dahil pek çok baro bazı etkinlikleri iptal etmiştir. Bütün bunlara rağmen bazı tedbirlerin alınacağını söyleyerek avukat haklarının kısıtlama işaretlerini vermek son derece talihsiz beyanlar olmuştur. Terörle gerekli mücadeleyi yapmak ve bu tür saldırıları önlemek görevi olanlar suçu avukat cüppesine atarak sorumluluktan kurtulamazlar.
Yargının kurucu unsuru olan avukatlar bu vesileyle de savunmayı savunmak mecburiyetine itilmektedirler. Oysa bilinmelidir ki bir gün herkese avukat gerekebilir. Fransız Kralının söylediği gibi: ‘’Krallara da bir gün avukat gerekir.’’ Bugün kendisini erişilmez, dokunulmaz güçte görenler bu sebeple avukatlık mesleğiyle uğraşanlar gün gelir avukat aramaya giderler. Nitekim daha önceki avukatlar günü konuşmalarımızda ‘’Bugün sosyal, siyasal, ekonomik ve yasal dokunulmazlık altında olanlar yarın bunları kaybedip avukatlara ihtiyaç duyabilirler.’’ demiştik. Bugün o tarih itibariyle bahsettiğimiz tanımlar içerisinde olan bir takım insanların avukatlardan medet umdukları günleri yaşıyoruz. Bütün yakın tarihimizde ki ibretlik olayları görerek avukatlık mesleğine başta yargının diğer unsurları olmak üzere gerekli saygıyı ve değeri vermek gerektiği inancındayız.
Site devletlerinden itibaren ihtiyaç duyulan ve icra edile gelen savunma mesleği kendisini kral görenlerce hep hasım görülmüş, yıpratılıp yok edilmeye çalışılmıştır. Ancak bu meslek daima var olmuştur var olmaya da devam edecektir.
Savunmanın sorunlarının savunmaya saygı duyularak ve içtenlikle tartışılıp çözülmesi temennimizdir.
Silahların eşitliği ilkesine riayet edilerek savunmanın da yargıda kurucu unsur olduğu gözetilerek hak ettiği saygınlığa kavuşturulması gerekmektedir.
Mahkeme kararlarında ‘’Türk Milleti Adına Karar’’ denilmektedir. Kararın içerisine Türk Milletini avukatlar taşımaktadır. Yargıdan avukatlığı çektiğimizde adli hatalar zirve yapar.
Kamudan avukatları çektiğimizde yolsuzluklar zirve yapar.
Adli hataların olmadığı, yolsuzlukların olmadığı bir sistem için avukatlık mesleği olmazsa olmaz bir unsurdur.
Savunma mesleğinin sorunlarını halletmiş, hak ettiği saygınlığa kavuşmuş günlerde görüşebilmek dileğiyle hepinize saygı ve sevgilerimi sunarım.
UŞAK BAROSU BAŞKANI
Av.Baki KANTAR